Yeme içme işiyle kıyısından köşesinden ilgili olanlar “Yurtdışından misafirim var, nereye götürelim?” ya da “İstanbul’a gidiyorum, nerede yemek yiyebilirim?” sorularıyla sık sık karşılaşır. Ama bu soruya bir anda cevap vermek hiç de kolay değildir.
Zaten Türkiye’ye gelen yabancıların büyük bir kısmı da gittikleri havalı, Fransız, İtalyan ya da California esintili yemekler yapan restoranlardan pek mutlu olmaz. Temelde hepsinin arzusu geleneksel mutfağımızın lezzetlerini keşfetmektir. Ben de bu hafta oturdum, İstanbul’da Türk mutfağından en iyi örnekleri sunduğuna inandığım, önerebileceğim restoranlardan bir seçki yaptım. Umarım bundan sonra duraksamadan soruları cevaplayabilirim...
Borsa Boğaziçi
1927 yılında İstanbul Bahçekapı’da kurulan ve adını yakınında olan Zahire Borsası’ndan alan Borsa Lokantası, 1983 yılında kapanmak üzereyken Rasim Özkanca ve kardeşleri tarafından satın alınır. 1996’da Lütfi Kırdar’da Türk mutfağını ‘fine dining’ konseptiyle sunan Borsa Boğaziçi’ni açarlar. Borsa’da ne yerseniz yiyin hayal kırıklığına uğramazsanız. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı/ Harbiye
Tel: 0212 232 42 01
Konyalı
1897’de Konyalı Hacı Ahmet Doyuran’nın dört masa, 16 sandalye ile Sirkeci’de açtığı Konyalı Lokantası dört kuşaktır damat Mustafa Doğanbey ve çocukları tarafından işletiliyor. Torun, Eren Doğanbey, Kanyon Konyalı’da 1940’lardaki mönünün tasarımını kullanırken bir yandan da yemek-şarap eşleşmesi gibi yeniliklere de imza atıyor. Büyükdere Cad. No: 185 1. Levent Tel: 0212 353 04 50
Beyti
Yaşayan bir tarih olan Beyti Güler kuşkusuz 66 yıldır İstanbul’un en iyi et ustası. Kaliteli et, terbiye yöntemleri, kömür ateşi ve zarif biçimde sunum Beyti’nin imzası ama burada kebaplar, köftelerin yanı sıra Türk mutfağının zeytinyağlılarının da en güzel örneklerini bulmak mümkün.
Orman Sokak No: 8 Florya Tel: 0212 663 29 90
Çiya
1987 yılında Kadıköy Balıkçılar Çarşısı’nda küçük bir kebapçı açan Musa Dağdeviren’in kebapların yanı sıra yaptığı yöresel yemekler o kadar ilgi çeker ki 11 yıl sonra aynı sokakta Çiya Sofrası adlı ikinci bir yer açar. Türkiye’nin ilk araştırma mutfağı diyebileceğimiz Çiya, kısa sürede dünyanın dört bir yanından yemek yazarları tarafından da keşfedilir. Çiya, İstanbul’da gidilmesi gerekli yerlerin başında geliyor. Caferağa Mah. Güneşli Bahçe Sok. No: 43 Kadıköy Tel: 0216 330 31 90
Kivahan
İki yıl önce geleneksel mutfağımızı tanıtmak amacıyla Galata meydanında Önder Köse ve Zeynep Kakınç ortaklığında açılan Kivahan’nın yemek araştırmalarına Anadolu Halk Mutfakları Derneği Başkanı Adnan Şahin yardımcı oluyor. Bugüne dek 500’ün üzerinde yemeğin reçetesi çıkarılan Kivahan’da günde ortalama 70 çeşit yemek çıkıyor. Galata Kulesi Meydanı No: 4 Beyoğlu
Tel: 0212 292 98 98
Hacı Abdullah
1888 yılında Sultan II. Abdülhamid’in isteğiyle Karaköy Rıhtımı’nda açılan Abdullah Efendi, yıllar içinde semt ve ad değiştirse de İstanbul’un en eski lokantası. Ahilik geleneğini sürdüren ve ustadan çırağa devredilen Hacı Abdullah 1958 yılından beri Ağa Camii yanındaki mekanında yoluna devam ediyor. Yıllar boyu Osmanlı mutfağının en iyi temsilcilerinden biri olan Hacı Abdullah günümüzde de bu özelliğini başarıyla devam ettiriyor. Ağa Camii, Atıf Yılmaz Cad. 9/A Beyoğlu, Tel: 0212 293 85 61
Kanaat Lokantası
Tencere yemekleri dendiğinde ilk akla gelen lokanta olan Kanaat, 1933 yılında Üsküdar’da Ali Özçakmak tarafından açılmış. Bayrağı 1961 yılında yeğenleri Kargılı kardeşler devralmış. 78 yıldır aynı yerde yoluna devam eden Kanaat bugün bol kepçe yağlarıyla eleştirilse de tadı damakta kalan yemeklerinin sayısı hiç az değil. Selmanipak Cad. No: 25 Üsküdar
Tel: 0216 341 54 44
Hünkar Talip Ügümü’nün 1950 yılında Fatih’te açtığı Hünkar Lokantası 1990’ların sonunda kentin batılı yakasına taşındı. Nişantaşı ve Etiler’deki iki şubede Hünkar geleneğini Türk mutfağının en iyi birkaç aşçısından biri kabul edilen oğlu Feridun Ügümü devam ettiriyor. Mim Kemal Öke Cad. No.21. Nişantaşı Tel: 0212 225 46 65
No comments:
Post a Comment